Ben kimim?

Fotoğrafım
Figen kendi halinde biri. Gezmeyi, yeni yerler gormeyi sever ama aliskanliklarindan vazgecmeyi sevmez. Burada o size neyi anlatmak isterse o var, okumak isterseniz cok sevinir ama istemezseniz uzulmez :-)

24 Ekim 2010 Pazar

İpin ucu...

Siz bazen neden yaşıyorum diye düşünür müsünüz? Ben bu aralar pek bir düşünür oldum bunu, sanırım yaşlanıyorum :-)

Buraya bir görev için gelmiş olmalıyım derim hep ama bugüne kadar ne için gönderildiğimi bulamadım, umarım siz bulmuşsunuzdur.

Aslına bakarsanız ne için gönderildiğimizi anlamaya, bize verilmiş bulmacayla ne kadar çok uğraşırsak o kadar yaklaşmış olacağız. Buna hem emek harcamak lazım hem de biraz zaman almasını kabullenmek.

Bulmacayı çözmek için önce elinizde ne var onu bilmeniz lazım. Yani önce kendinizi tanımanız, kim olduğunuzu, neyi iyi yapabildiğinizi, neyi yapamadığınızı bilmeniz gerek.

Her geçen gün bulmacanın bir parçasını daha çözüyor olabiliriz, ama bunun farkında mıyız?

Buna kafayı takıp hergün geriye dönüp bakarsak çok da verimli ilerleyemeyiz, en iyisi zaman zaman yap boz'un parçalarının nerelere oturduğunu bundan sonra hangi parçayı bulmamız gerektiğini görmek için arada kendimizi vakit ayırmalıyız.

Uzun zamandır hayatın akışına kendimi bırakıp aksattığım bu görevim Cuma günü bana hatırlatıldı.

Baktım ki ben aslında pek uzunca bir süre aksatmışım kendimi, sonunda üzülerek bunu anladım. Keşke dememek için hemen işin başına oturdum. Koca bir günü eksik parçaları nasıl tamamlayacağımı düşünmekle geçirdim ve günün sonunda nasıl yapacağımı buldum.

Bundan sonra bu parçaları tamamlamak için görev başındayım. Parçaları tamamladıkça buradan paylaşıyor olacağım.

Siz de kendinizi ihmal etmeyin, hayata yap boz'unuzu tamamlamak için geldiğinizi unutmayın.

Görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: